Bir bebek, terkedilmiş ve yalnız bir şekilde dünyaya gelir; bu bebek, gelecekte adaletin yılmaz bir savunucusu olacak olan Will Trent’tir. Atlanta’nın sert koruyucu aile sisteminde geçirdiği çocukluk, onun kişiliğini ve içindeki adalet arayışını derinden etkilemiştir. Yaşadığı derin terk edilmişlik ve yalnızlık, onu güçlü bir adalet savaşçısı yapmıştır. Zamanla, bu acılar ve zorluklar, onu Georgia Soruşturma Bürosu’nda özel ajan olarak yüksek başarı oranına sahip bir birey yapmıştır. Her gün, karmaşık ve çözülmesi zor davalarla boğuşarak, geçmişin karanlık yaralarını iyileştirmeye ve başkalarının benzer acılardan kaçınmasını sağlamaya çalışmaktadır. Will Trent’in yaşamı, zorlukların ve yalnızlığın üstesinden gelmenin ve adalet arayışının güçlü bir örneğidir.