İblis Klanı’nın karanlığına son veren Liones Krallığı, şimdi huzurlu bir dönemde yaşamaktadır. Ancak bu huzur, Prens Tristan için karmaşık bir iç çatışma kaynağıdır. Babası Meliodas’ın İblis Klanı’nın güçleri karşısında zayıf kalması ve annesi Elizabeth’in Tanrıça Klanı’nın güçlü yeteneklerini kontrol edememesi, onu derin bir bunalıma sürükler. Krallığın kaderinin ağır yükü omuzlarını sarmalarken, bir gün annesinin hayatının tehlikede olduğunu öğrenir. Bu korkutucu gerçekle başa çıkamayan Tristan, derhal krallığı terk ederek Edinburgh’a doğru yola çıkar. Şehre vardığında, geçmişte krallığın Kutsal Şövalyeleri’nden biri olan Deathpierce’in kalesini koruduğunu keşfeder. Ancak, zamanla Deathpierce’in kaleyi korumaktan çok daha derin bir amacı olduğu ortaya çıkacaktır. Bu sırlar, Tristan’ı hem geçmişin izleriyle hem de geleceğin belirsizlikleriyle yüzleşmeye zorlayacak ve kendi kimliğini bulma yolculuğunda ona rehberlik edecektir.