Lawson ailesinin devasa sığır çiftliği, bir varis yokluğunun yarattığı belirsizlikle sarsıldığında, bu durum aile içinde derin çatışmalara yol açar. Bir zamanlar bölgenin en güçlü hanedanı olan Lawsonlar, içsel öfke ve huzursuzlukla parçalanmanın eşiğine gelir. Kalan aile üyeleri, birbirleriyle çatışmaya girerken, bu durum dışarıdaki etkili gruplar tarafından da bir fırsat olarak değerlendirilir. Rakip sığır baronları, acımasız çöl çeteleri, yerel halkın bilge liderleri ve açgözlü madenciler, Lawson ailesinin mirasını ele geçirmek için amansız bir mücadele başlatır. Her biri, bu büyük serveti kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışırken, aile içindeki kargaşa dışarıdaki tehlikelerin daha da yaklaşmasına neden olur. Sonuç olarak, bu mücadele, sadakat ve ihanet, sevgi ve nefret arasında ince bir denge kurmaya çalışırken, bir ailenin hayatta kalma mücadelesi haline gelir. Tüm bu olaylar, karakterlerin kendi içsel çatışmalarıyla yüzleşmesine ve gerçek bağlılıklarını sorgulamasına zemin hazırlayacaktır.