1970’lerin kaotik yıllarında, Güney Afrika’nın siyasi ve toplumsal sorunları arasında Poppie Nongena’nın yaşamı, direniş ve fedakarlığın güçlü bir simgesi olarak öne çıkıyor. Xhosa kökenli bir anne olarak, Poppie’nin mücadelesi, ailesinin hayatını ve güvenliğini koruma çabasıyla şekilleniyor. Ancak kocası Stone’un hastalığı, Poppie’yi aniden kendi ülkesinde yasa dışı bir göçmen haline getiriyor ve bu durum onun yaşamını derinden etkiliyor. Evinden defalarca taşınmak zorunda kalan bu cesur kadın, oturma izinlerini uzatmak için her gün bürokratik engellerle mücadele ediyor. Bununla birlikte, Poppie’nin karşılaştığı zorluklar, sadece resmi engellerle sınırlı değil; kocasının hastalığı, çocuklarının ihtiyaçları ve toplumsal baskılar, Poppie’nin yaşamını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. 1976’daki özgürlük isyanlarının patlak vermesiyle, Poppie’nin mücadelesi daha da yoğunlaşıyor ve ailesini koruma savaşında en büyük sınavını veriyor. Poppie’nin hayatı, dönemin zorluklarına karşı kişisel ve toplumsal bir direniş öyküsüne dönüşüyor.