Thomas Hutter, sıradan bir iş gezisi için yola çıktığında, şanssız bir maceranın içine gireceğini asla düşünmemişti. Transilvanya’nın ıssız bölgelerine gönderilmiş; ancak burada onu bekleyenlerin ne kadar korkunç olacağını bilemezdi. Şato, soğuk ve karanlık görünümüyle, Thomas’ın ruhunu sarmalamıştı. Kont Orlok’un kasvetli varlığı, Hutter’ı derin bir korkuya sürüklüyordu. Bu karanlık;yurt, Thomas’ın içinde büyüyen kaygıları arttırırken, Kont’un Rebecca üzerindeki gözlemleri, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyordu. Hutter, hem kendi hayatta kalma mücadelesini, hem de eşini korumak için elinden geleni yapmaya karar verdiğinde, Kont Orlok’un korkunç planlarıyla yüzleşmek zorunda kalacaktı. Ve böylece hayatı bir direniş hikayesine dönüşecekti.