Moskova’nın köhne mahallelerinde, bir bakkal dükkânı, insanların hayatlarını karanlığa sürükleyen bir yer olarak dikkat çekmez. Ama bu dükkân, Özbek göçmen işçilerin dramını saklar. Genç Muhabbet, burada çalışan işçilerden biridir. Zorla çalıştırılan, hiçbir hakka sahip olmayan bu insanlar için her gün bir kâbus gibi geçmektedir. Muhabbet’in ise hayatta kalmasını sağlayan tek şey yeni doğmuş oğludur. Ancak bir gün, bakkal sahibi, bu son dayanağını da elinden alır ve oğlunu ondan koparır. Bu olay, Muhabbet’in içindeki sessiz çaresizliği öfkeye dönüştürür. Artık geri dönüş yoktur. Özgürlüğü için Moskova’dan kaçmaya karar verir. Ancak bu kaçış, sadece bir kaçış değildir; oğlunu geri almak için verdiği bir savaştır. Moskova’nın karanlık sokaklarından Özbekistan’ın sıcak topraklarına doğru uzun ve tehlikeli bir yolculuk onu beklemektedir. Her adımında karşısına çıkan zorluklara rağmen, Muhabbet’in tek amacı oğlunu geri almaktır. Bu zorlu mücadele, onu hem fiziksel hem de ruhsal olarak sınayacak, ama o, asla pes etmeyecektir.