Baharın coşkusunu yansıtan çocuk parkı, neşe dolu çocukların cıvıltılarıyla dolup taşar. Ancak, bu masumiyet cenneti, bir trajediyle yarıda kesilir. Toprağa serilmiş bir beden, kanla kaplı, parkın içindeki neşenin yerini sessiz bir hüzün alır. On dört yaşındaki genç, kafasındaki yarayla mücadele ederken, hayatının son nefeslerini verir. Ölümün soğuk eli, parkın içindeki umut ışığını yok eder, yerine derin bir karanlık bırakır. Ancak, bu acı dolu manzara, daha karmaşık bir gerçeği saklar. En yakın arkadaşının titreyen elleri, hala dumanı tüten bir silahı sıkıca tutar, sessizce olayı izler. Suçun sınırları belirsizdir, masum sandığımız çocuklar, aniden karanlık birer varlık olabilirler. Bu yürek burkan hikaye, ihmalin, yoksulluğun ve toplumsal dışlamanın masum çocukların hayatını nasıl mahvettiğini anlatır.