1943 yazı, Şikago’nun sıcak sokaklarında kadınların seslerinin yankılandığı bir dönem olarak hatırlanacaktı. Bu yaz, yalnızca bir spor mücadelesi değil, aynı zamanda kadınların toplumsal hayatta daha fazla yer alma arzusunun bir simgesi haline geliyordu. Carson Shaw, hayalini gerçekleştirmek için bu büyük şehre doğru yola çıkarken, içindeki umut ve kararlılıkla dolup taşıyordu. Rockford’dan gelen Max Chapman, seçmelerde başarısızlıkla yüzleştiğinde, hayal kırıklığı derin olsa da beyzbol tutkusundan vazgeçmek istemiyordu. Arkadaşının taşınma partisi hızla yaklaşırken, Max’in aklındaki tek şey beyzboldan başka bir şey değildi; bu nedenle Gary’den yardım istemeye karar verdi. Carson ve Peaches takımının diğer üyeleri, koçları Dove Porter ile birlikte, zorluklarla dolu bu süreçte nasıl daha iyi olabileceklerini keşfetmeye çalışırken, aralarındaki dostlukları da pekişiyordu. Carson, Greta ile olan ilişkisini derinleştirirken, her biri kendi hayallerinin peşinden koşmanın getirdiği azim ve cesaretle dolu bir yolculuğa çıkıyordu.