Bir avukat olan Sadık, sıradanlıktan uzak bir yaşam sürmektedir. Bir gün gizemli bir kaybolma vakasıyla karşılaşır ve bu olay onu beklenmedik bir maceraya sürükler. Sadık, içgüdüleriyle donanmış bir araştırmacı olarak olayın ardındaki sırları çözmeye çalışır. Ancak derinleştikçe hayatının tamamen değişeceğini ve beklenmedik sırların ortaya çıkacağını fark eder. Şehrin karmaşık ve kötülüklerle dolu dünyasında, Sadık iyi bir insan olmanın zorluklarını keşfeder. Sadık’ın yolu, kaybolan kişiyi bulmakla kalmaz, aynı zamanda dört farklı kadının hayatlarıyla kesişir. Bu kadınlar, kendi gizemlerini taşıyan figürlerdir ve Sadık’ın kararlarını etkiler. Bu süreçte Sadık, doğruyu yanlıştan ayırt etmekte zorlanır ve iyi bir insan olmanın gerçek anlamını sorgular. Zamanla, kaybolma vakası çözülmeye yaklaştıkça, Sadık’ın dünyası daha da karmaşıklaşır. İyi ve kötü arasındaki sınırlar belirsizleşir ve Sadık, adaleti sağlamanın yanı sıra içsel bir hesaplaşma yaşar. Zorlu bir davanın içine çekildiğinde, Sadık gerçekten iyi bir insan olmanın ne anlama geldiğini keşfetmek zorunda kalır.