Türk sinemasının sıradışı yönetmenlerinden biri olan Erşan Kuneri, 1970’lerin sonlarından 1980’lerin başına kadar süren süreçte, sektörde köklü değişimlerin öncüsü olmuştur. 1970’lerin erotik sinemasının zirveye ulaşan yıllarında, Kuneri’nin ismi bu türle özdeşleşmişti. Ancak onun sinemaya bakışı, yalnızca bu türle sınırlı değildi. Sinemanın potansiyelini genişletmek ve daha çeşitli türlerde projeler üretmek isteyen Kuneri, yaratıcı vizyonunu daha da genişletmek için harekete geçti. O, yalnızca erotizmle değil, aksiyon, dram, komedi ve bilim kurgu gibi türlerle de Türk sinemasına katkıda bulunmak istiyordu. Bunun için Alev, Altın Oran, Miki Muammer, Seyyal, Kaya Akın, Firdevs ve Payro Kemal gibi cesur ve yetenekli insanlarla bir ekip kurarak sinemanın sınırlarını zorlamaya karar verdi. Bu ekip, erotik sinemanın dışına çıkarak, özgürlükçü bir sinema anlayışıyla farklı türlerde film projeleri üretmeye başladılar. Ancak bu yolculukları, sadece sanatsal bir meydan okuma değil, aynı zamanda toplumsal baskılar, muhafazakar yaklaşımlar ve ekonomik engellerle de yüzleşmelerini gerektirdi. Erşan Kuneri ve ekibi, sadece sektöre değil, aynı zamanda toplumsal normlara ve geleneksel değerlere karşı da bir direniş başlatmış oldular. Sinema, onların elinde özgürlüğün, yeniliğin ve cesaretin bir aracı haline gelmişti. Her ne kadar karşılarına çıkan zorluklar onları zaman zaman zorlasalar da, bu dönemde sinema ve kültür açısından büyük bir devrim yaşandı.