2022 yılı, Ukraynalı genç Milana ve büyükannesi Olga için unutulmaz bir yıl oldu. Savaşın ortasında, Avusturya Alpleri’nde düzenlenen bir yaz kampına katılma şansı buldular. Ancak bu kamp, sadece bir tatil değil, savaşın gölgesinden kaçmak için bir sığınak anlamına geliyordu. Milana ve Olga, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın mültecileri olarak buraya geldiler ve yanlarında sadece birkaç kişisel eşya değil, savaşın ağır yükünü de taşıyorlardı. Kamp, doğanın güzelliklerini keşfetmenin ötesinde, çatışmanın uzun gölgesinden kaçan birçok aile için bir umut kapısıydı. Burada, farklı hikayeler ve acılarla dolu aileler, umutlarını yeniden inşa etmek için bir araya gelmişlerdi. Milana, cesaretini toplamak ve yeni bir çevreye alışmak için büyük çaba sarf ediyordu. İçindeki korkular ve belirsizliklerle yüzleşmek, onun için zorlu bir süreçti. Büyükannesi Olga ise torununa her an destek olmak için elinden geleni yapıyordu. Kamp boyunca düzenlenen etkinlikler ve terapiler, savaşın travmalarını hafifletmeyi amaçlıyordu. Milana, burada hem kendisiyle hem de diğer mültecilerle dayanışma içinde olmayı öğrenerek, hayatın zorlukları karşısında nasıl güçlü durabileceğini keşfetti.