Mason Goddard, son büyük suçunu yaptıktan sonra kayıplara karışıp, suç dolu geçmişini geride bırakmak için bir fırsat yakalamıştı. Hayatında sadece güvendiği kişiler ve ona tutkun olan Amelia Decker ile huzur bulmaya çalışıyordu. Fakat işlerin yoluna girmesi çok geçmeden sona erdi; zira eski düşmanı Salazar, Amelia’yı kaçırarak Mason’u bir kez daha karmaşanın içine çekti. Bu durumda Mason’un elinde yalnızca bir seçenek kalmıştı: Güney Amerika’daki yüksek güvenlikli bir kumarhanede, neredeyse imkânsız bir soygun düzenlemek. Amelia’yı kurtarmak için bu riski alması şarttı, zira onun hayatı tehlikedeydi. Bu çılgın plan, sadece Salazar ile değil; FBI ve kıskanç çeteler ile de mücadele gerektiriyordu. Her bir hareketi, bir avantaja dönüşürken, en ufak bir hata, her şeyi tehlikeye atabilirdi. Mason, aşkı uğruna her sınırı zorlamak zorundaydı; Amelia ise onun cesaretine ve kararlılığına umutla bağlanmıştı.