Cemal, sıradan bir cenaze arabası şoförü olarak yaşamının büyük kısmını geçirir. Her gün, şehirdeki mezarlıklar arasında dolaşır, cenazeleri taşır ve hayatı, bu basit rutinin ötesine geçmez. Ancak bir gün, her şey aniden değişir. Zeynep adında genç bir kadın, vahşi bir cinayetin kurbanı olur. Ailesi, geleneksel cenaze törenlerinden saparak, cesedin bir ay boyunca ortadan kaybolmuş şekilde saklanmasını talep eder. Cemal, bu garip teklifi ilk duyduğunda ahlaki bir kriz yaşar; fakat para kazanma düşüncesi, vicdanını bastırır ve teklifi kabul eder. Cesedi kamyonetine yüklediğinde, işler hızla karmaşıklaşır. Cesedin içinden gelen garip ve ürpertici sesler, Cemal’in huzurunu bozar. Zeynep’in aslında ölmüş olmadığını ve korkunç bir varlık olarak geri döndüğünü fark eder. Genç kadın, Cemal’i ısırarak onun da hayatını geri dönülemez bir şekilde değiştirir. Artık Cemal, sıradan bir cenaze arabası şoförü değil, Zeynep’le birlikte karanlığın derinliklerinde yeni avlarını arayan bir avcıdır. Şehirdeki karanlık köşelerde, yeni kurbanlarının peşine düşerek, her adımda daha da büyük bir sırrın peşine düşerler.