Anna ve Zoe, tek yumurta ikizleri olarak fiziksel olarak birbirlerine çok benziyorlardı, ancak kişilikleri tamamen farklıydı. Anna, her zaman risk alan ve maceralı bir yaşamı tercih eden biriydi. Zoe ise daha sakin ve planlı bir karaktere sahipti. Bir gün, Anna’nın hayatı, karizmatik tüccar Nick ile tanışmasıyla kökten değişti.
Nick’in etkisi altında gelişen ilişkileri, Anna için bir tutku halini almıştı. Ancak Zoe için durum pek de iç açıcı değildi. Kardeşinin bu ilişkisinden rahatsız olan Zoe, Nick’in gerçek niyetlerini sorgulamaya başladı. Kardeşini koruma içgüdüsüyle harekete geçen Zoe, Nick’in geçmişi hakkında derinlemesine bir araştırma yapmaya koyuldu.
Ancak araştırma ilerledikçe, Zoe beklenmedik bir gerçekle yüzleşti. Nick’in geçmişi, sadece basit sırlarla sınırlı değildi; karmaşık ve tehlikeli bir öyküye sahipti. Kız kardeşini koruma içgüdüsü, Zoe’yi adım adım karmaşık ve tehlikeli sularda yüzmeye sürüklerken, kendi güvenliği ve ahlaki sınırları arasında bir denge kurmaya çalışmasına yol açtı.