Vural’ın içinde yanan öfke, onu adeta bir cehennem gibi sarıp sarmalamıştı. Ustası Suphi’nin haksız yere hapse atılmasına sebep olan Küt Haluk’a karşı beslediği derin nefret, onu adeta kudurmuş bir hayvana dönüştürmüştü. Ancak bu seferki düşman, Vural için sıradan biri değildi. Zorunlu bir işbirliği yapmak zorunda kalan genç adam, içsel bir çatışmanın tam ortasında bulmuştu kendini. Artık sadece adalet peşinde koşmakla kalmayacak, aynı zamanda dost bildiği adamla arasındaki bağları sorgulayacaktı. Ancak kaderin cilvesiyle, Vural’ın önünde beklenmedik bir fırsat belirmişti. Küt Haluk’un Barnabas İncili’ni çalmaya hazırlandığını öğrenen genç adam, intikam ateşiyle harekete geçti. Ancak işler, planladığı gibi gitmediğinde, Vural için her şey tehlike altındaydı. Artık sadece ustasının değil, kendi hayatının da tehlikede olduğunu fark ettiğinde, işler çıkmaza girmişti. Ancak geri dönüş yoktu. Vural, adaleti sağlamak için elindeki her fırsatı kullanmaya kararlıydı.