İsmini Iman koyan bir adam, hayatını güreşçi olarak sürdürmektedir. İran’da mutsuz bir yaşam süren Iman, hayatının kritik bir döneminde korkularıyla yüzleşmek zorunda kalır. Eşcinsellikle ilgili çıkan bir dedikodu, onu ve ailesini zorlu bir sürece sürükler. Bu sebeple Iman, ailesiyle birlikte kaçarak mülteci olarak İsveç’in kuzeyindeki sakin bir otelde konaklamak zorunda kalır. Zorlu bir uyum sürecinin içinde, kendini güçsüz hissetmesine rağmen aile reisi rolünü eksiksiz bir şekilde yerine getirmek durumundadır. Karısının isteği üzerine güreşi bırakmak zorunda kalan Iman, ailesinin geleceğini güvence altına almak ve içsel huzuru bulmak amacıyla yerel bir güreş kulübüne katılır. Ancak zaman ilerledikçe dedikodular yeniden yüzeye çıkmaya başlar ve Iman’ın korkusu tekrar ortaya çıkar.