Esra, Berlin’in sakin sokaklarında doğup büyümüş bir Türk kızı olarak, hayatını adeta iki ayrı dünya arasında dengelemekte. Beş kardeşin en küçüğü olarak büyümesi, ona hayatın zorluklarını erken yaşta öğretmiş. Ailesinin sürekli gözetimi altında yaşayan Esra, özel ilişkilerinde sürekli hayal kırıklığı yaşamış, içsel zorluklarla dolu bir yaşam sürmüş. Geceleri rüyalarında, çocukluğundan beri kovaladığı gizemli adamı bulma arzusuyla yanıp tutuşur. Bu rüyalar, Esra’nın gerçeklikle olan sınırlarını belirsizleştirir ve günlük hayatını da kökten etkiler. Berlin’in sokaklarında dolaşırken, Esra’nın iç dünyası adeta sessizliğin derinliklerinde kaybolur; bu sessizlik, onun geçmişle olan hesaplaşmasının bir izidir.